Özellikle okul öncesi çağdaki çocuklarla iletişim kurmanın en sağlıklı yolu oyun oynamaktır. Birlikte bilgisayar da, veya tablette oyun oynamak, birlikte televizyon izlemek, onlarla oyun oynadığınız anlamına GELMEZ. Onlara vakit ayırdığınızı düşünmeniz, sağlıklı iletişim için yeterli DEĞİLDİR. Çocuk, kendini oyuncaklarla ve oynayış şekliyle ifade eder. Onları anlamamızın en iyi yolu, çocuğunuzun oyununa, onun seçtiği oyuncaklarla dahil olmaktır. Birlikte oyuncak arabaları sürmek, oyuncak bebeklerle oynamak, legolardan kule yapmak, ya da evcilik, doktorculuk oynamak… Oyunu oynarken dahi kaliteli zaman geçirmek…
Özetle, Çocuğunuzun bir yetişkin gibi davranması, ancak bir yetişkin olduğu zaman mümkün olacaktır. Bu yüzden, onların çocuk gibi, yani oldukları gibi davranmalarına izin vermemiz önemlidir. Çocuklarımızın dünyalarına tanık olma fırsatını, en doğal ortamları olan oyun alanın içinde yakalayabiliriz. Ege Çocuk Akademi Anaokulun da tüm yaş gruplarımızın ders programında “Serbest Oyun Etkinliği” saati vardır ve öğretmenlerimiz çocuklarla oyun oynayarak onların hayal dünyalarını ve iç dünyalarında neler olup bittiğini gözlemler ve her ay düzenli aile görüşmeleri yaparak velilerimiz bilgilendirilir. Ve bu şekilde çocuklarımızın dünyalarına adım attığımız anda, onları anlamış ve sağlıklı birer yetişkin olmaları için gerekli duygusal ihtiyaçlarını karşılamış oluruz.
Çocuklar bazı durumlarda kendi yataklarına girmeyi reddederek yalnız yatmak istemeyebilirler. Bu bazı durumlarda kısa süreli olmakla beraber bir alışkanlığa dönüşürse çocuğun psikolojisini kötü etkilemekle beraber ailenin de endişelenmesine sebep olabilir.
Genellikle ikinci yaştan sonra ortaya çıkan bu durumda çocuklar problemlerini davranışlarıyla belli ederler. Uykuya dalmakta zorluk, uykudan sık uyanma, ağlama ve sık alt ıslatma bu durumun habercisidir. Çocukta uyku sorununun pek çok nedeni olabilmektedir. Bu nedenler, fiziksel ve duygusal kaynaklı olabilmektedir.
Bu durumu en çok tetikleyen sebeplerden biri, ebeveynler ve çocuk arasında yeterli güven ilişkisinin sağlanamamasıdır. Çocuk, ebeveynler ile yeterli kaliteli zaman geçirmediği durumlarda çocuk, güvenli hissetmek için anne ve/veya baba ile daha fazla zaman geçirmek isteyecektir. Bundan başka aile içi sorunlar, kardeş kıskançlığı, okul, öğrenme veya uyum sorunu varsa yine çocukların anksiyetesi yükselir ve çocuklar anne ve/veya babaya daha yakın olmak isteyebilir. Öte yandan, küçük kardeş anne ve/veya babanın odasında ve büyük kardeş ayrı odada yatıyorsa, bu tip talepler aratabilir.
Çocuğunuz kreşe başlarken uzun uzun düşünmeniz gayet normal. Çocuğunuzun yaşının erken olduğunu ve hala size muhtaç olduğunu düşünebilirsiniz. Siz bu konuda ne kadar rahat ve mutlu olursanız o da kreşte mutlu bir gün geçirecektir. Hepimiz ilk öğretmenlerimizi seneler geçse de hatırlarız. Çocuğunuzun ilk okulundaki öğretmeni de onun hayatında çok önemlidir. Gitmesini istediğiniz kreşteki öğretmenin hem çocuğunuzla hem de sizinle kurduğu iletişimi gözlemleyin. Aynı okula giden çocukların ailelerin görüşlerini de değerlendirin. Gözünüzün arkada kalmaması için okulun fiziki şartlarını gözden geçirmeyi unutmayın. Mesela sınıflarda temizlik ve hijyene dikkat ediliyor mu, çocukların özgürce hareket edebilecekleri ortamın sağlanıyor mu? Bu konuda aklınızda soru işareti kalmamalı! Tüm bu kriterlerin sorunsuz ve eksiksiz olarak tamamlandığı ve uygulandığı ;Bornova Evka 3 Ege Çocuk Akademi Anaokuluna tüm çocuklarımızı bekliyoruz.
Okula uyum süreci hem çocuk hem ebeveyn açışından zorlayıcı bir süreç olabilir. Bu süreçte Ege Çocuk Akademi Anaokulu olarak hedefimiz, çocuğun okula mutlu bir başlangıç yapması ve uyum sürecini zorlanmadan tamamlamasıdır. Burada en önemli nokta ebeveyn tutumudur. En az çocuk kadar kaygılı ebeveyn figürleri, çocuğun okula uyumunu zorlaştırır. Bornova Evka 3’ te bulunan okulumuzda her çocuk için bireyselleştirilmiş bir oryantasyon programı uygulanır. Psikoloğumuz veli ve öğretmenle iş birliği içerisinde olarak süreç hakkında gerekli aktarımlarda bulunur. Unutmayın, okula alışamayan çocuk yoktur, alışamayan ebeveyn vardır!
Fiziksel Belirtiler: Kuru kalkma, gün içinde 2 saatten uzun kuru kalma, ıslak bez sayısının azalması, hergün benzer saatte kaka yapma, oturma, çömelme, yürüme gibi hareketleri rahatça yapabilme, pantolonunu giyebilme, ıslak- kuru ayrımını fark edebilme
Zihinsel Belirtiler: Sıkıştığını ifade edebilme, söyleneni yapabilme, kaka ya da çiş geldiğini fark etmedir.
Ruhsal Belirtiler: Aile bireylerini taklit etmeye hevesli olma, kakalı ya da ıslak beze katlanamama , 5-10 dk tuvalette oturmaya razı olma, kendinden büyük çocukların nasıl kaka yaptığına meraklı olma..
*Unutmayın tuvalet eğitimini almış çocuklarda bazen 4-5 yaşa kadar kazalar olabilir.
Çocukların tuvalet eğitimi için öncelikle fiziksel ve duygusal gelişimine ulaşmış olmaları gerekmektedir.
*Kakalarını tutabilmeleri en erken 18. Ayda, çişlerini tutabilmeleri ise en erken 24. Ayda gerçekleşir.
*Bu nedenle bu aylardan önce tuvalet eğitimi için zorlanmaları yanlış olur.
*Kızlar tuvalet eğitimini erkeklere göre birkaç ay daha erken başarabilirler.
Ailelerin en çok zorlandığı konulardan biri çocuğa dünyaya gelişini açıklamaktır. Ucu açık, soyut cümleler çocuklarda kafa karışıklığı meydana getirmekte ve daha fazla merak duygusu uyandırmaktadır.
Çocuğun güvenli alanı olan anne ve baba, çocuğun her konuda ki sorusuna açıklayıcı ve yargılamadan cevap vermelidirç Dünyaya gelişin öğrenme arzusu okul önce4si dönemde başlar. Her konuda olduğu gibi bu konuda da çocuğun yaş grubu gözetilmelidir. Okul öncesi dönemde çocuğun gelişimine uygun verilen cevap genellikle “ Anne ve baba birbirini sever , evlenirler. Sonra birbirlerine sevgiyle sıkıca sarılırlar. Böylece annenin karnında bebek büyümeye başlar.” dır.
Çocuklar için okula başlama süreci ve ilk yıllar stresli ve zorlayıcı olabilir.
Metropolitan Okul Olgunluğu Testi çocukların okula başlamaya hazır olup0 olmadıklarını ölçen, zihinsel, fizyolojik ve çevresel faktörleri değerlendirmekte kullanılan bir testtir. Kurumumuzda “Metropolitan Okul Olgunluğu Testi” uzman psikolog tarafından uygulanmakta ve değerlendirilmektedir.
Kurban Bayramını çocuklara açıklarken aileler ve öğretmenler çoğu zaman zorlanır. Hepimizin hafızalarında çocukluğumuzdaki bayramlara dair pek çok hatıra yer alır. Bu yüzden çocuklukta bayramları anlamlandırmak önem taşır. Her şeyden önce bayram bilincini çocukta geliştirmek ve kültürel değerlerimizi korumak adına bayrama özel olmak üzere; aile içinde ritüeller geliştirebiliriz. Ev içerisinde belirlediğimiz bir bayram şarkısı olması, bayram kahvaltısının her zamankinden farklı olması, hediyeleşmek, harçlık, bayrama özgü kişisel bakıma önem verilip hazırlanılması çocuklar için bayram ruhunu geliştiren etkenlerdir.
Kurban Bayramını çocuklarımıza açıklarken daha çok yaş ve gelişim özelliklerine göre bayramın sosyal anlamı üzerinde durmalıyız. Yardımlaşma ruhunu ön plana çıkarmalıyız. Bayramda insanların birbirlerini ziyaret ettiğini, ihtiyaç sahibi ailelere et yardımı yapıldığını bilmek 5 yaşa kadar yeterlidir. Sorumluluk bilincini geliştirmek adına, etler çocuklarla birlikte dağıtılabilir. 7 yaş altı çocukların kurban kesimine birebir ya da uzaktan şahit olması kesinlikle önerilmez. Soyut döneme girmemiş olan çocuk kurban kesimini gördüğünde bu durumu oyun olarak deneyebilir. Ergenlik dönemine girmiş , 12 yaş üstü çocuklar ise kurban kesimini izleyebilirler. Ancak hiçbir zaman ısrarcı olunmamalıdır.
Köy-kent yaşamına göre bu durum değişiklik gösterebilir. Köy yaşamındaki çocuk hayvan kesilmesini çok normal karşılarken kent yaşamındaki çocuğa bu durum şiddet örüntüsü çağrıştırabilir.
Çocuklarımızın sorduğu sorulara geçiştirmeden iyiliğe vurgu yaparak cevap vermek çocuk ve aile sağlığı için daha sağlıklı olacaktır.
“Bayramların ne demek olduğu ve içinde hangi kavramların yer aldığı; çocuklara, yaş gruplarına uygun şekilde hissettirilmelidir. Kurban Bayramının da sadece hayvan kesmek olmadığı, insanların birbirlerine yakınlaşmalarına vesile olduğu, kurban kesemeyecek kadar ekonomik yetersizlikte olanların ya da kesmeyenlerin ikram olarak gelen kurban etlerini kabul etmeleriyle aralarında bir yakınlık doğacağı, sağlıklı beslenebilmemiz için kurbanlık hayvanların olduğu, her gün beslenme adına binlerce hayvan kesildiği anlatılmalıdır.”